Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranı Nasıl Arttırılır?

Doğal yollarla çocuk sahibi olamayan çiftlerin en çok başvurduğu yardımcı üreme tedavisi; tüp bebek tedavisidir. Tüp bebek tedavisi sonrası ilk doğum 1978 yılında gerçekleşmiştir. O zamandan günümüze tedavi sürecinde birçok değişim meydana gelmiş, ilerleme kaydedilmiştir. Tüm bu gelişmelere rağmen tüp bebek tedavisinde %100 başarıdan bahsetmek mümkün değildir. Tüp bebek tedavisinde çoklu denemeler gerekli olabilir ve bu gereklilik çiftleri birçok anlamda zorlayan bir deneyim haline gelebilir. Dolayısıyla sürecin en başında olasılıkların değerlendirilmesi tüp bebek tedavisi başarı oranı üzerinde önemli bir etki sağlayabilir. 

Tüp Bebek Sürecine Kapsamlı Hazırlık Yapılmalı 

Tüp bebek tedavisine ihtiyaç duyulmasına yol açan bazı nedenlere karşı önlem alınmaması tüp bebek tedavisinin başarı oranını azaltabilir. Örneğin tüp sorunlarını ele alalım. Doğal yollarla gebelik oluşabilmesi için tüplerden en az birinin açık ve yapısal olarak düzgün olması gerekir. 

Tüplerde tıkanıklık oluşması ve tıkanıklık olan kısımda sıvı birikmesi hidrosalpinks olarak adlandırılır. Hidrosalpinks varlığında tüpte biriken sıvının rahme sızması embriyo implantasyonuna engel olabilir. Dolayısıyla infertilitenin nedeni hidrosalpinks ise, öncelikle bu sağlık sorununun giderilmesi için tedavi seçeneklerinin değerlendirilmesi gerekir.1

Preimplantasyon Genetik Tanıya Başvurulabilir

Tüp bebek tedavisi başarı oranı ile embriyo kalitesi arasında doğrusal bir bağlantı bulunur. Gelişen teknoloji ile kalitesi en yüksek embriyolar seçilebilmekte, genetik hastalık riski bulunan çiftlerde sağlıklı doğum oranları artırılabilmektedir. Preimplantasyon genetik test kısaca, IVF yoluyla oluşturulan embriyolardaki genetik kusurların belirlenebilmesini sağlayan bir teknik olarak tanımlanabilir.2

Ebeveynlerin birinde ya da her ikisinde birden bilinen bir genetik anomali varsa, oluşturulan embriyolar arasında en sağlıklı olanın seçilmesini mümkün hale getiren bu tanı yöntemi, IVF başarısının artırılması adına önemli bir etkiye sahiptir. Genetik hastalık riski söz konusu olmadığında da PGT önerilebilir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlıklarında, şiddetli erkek infertilitesinde, nedeni açıklanamayan infertilitede ve kadın yaşının ileri olduğu durumlarda PGT IVF başarısının yükselmesini sağlayabilir.

Tüp Bebek Tedavisinde Yardımcı Yöntemlere Başvurulması

Tüp bebek tedavisi temel olarak yumurtaların uyarılması, yumurtaların ve spermlerin toplanması, döllenme ve embriyo transferi aşamalarından oluşmakla birlikte bu aşamaların desteklenmesi amacıyla uygulanan birçok yardımcı yöntemi de kapsar. 

Yardımcı yöntemlerin temel amacı, tüp bebek tedavisinin başarı oranını artırmaktır. Bu nedenle çift özelinde uygulanıp uygulanmayacaklarına karar verilir. Tüp Bebek Tedavisinde Yardımcı Yöntemler hakkında daha detaylı bilgi için, ilgili sayfaya buradan ulaşabilirsiniz. Kısaca değinmem gerekirse sperm kalitesinin az olduğu durumlarda sürece dahil edilen ICSI3, yumurta kalitesinin artırılması amacıyla yumurtalıklara PRP uygulaması, embriyo implantasyonunu desteklemek için rahim çizilmesi gibi yardımcı yöntemler sayesinde tüp bebek tedavisi başarı oranını düşürmesi muhtemel “çifte özel” sorunlara çözüm bulunabilir.

Çiftlerin Yaşam Tarzı Değişikliği Yapmaları Önemlidir

Tıbbi teknolojilerin ilerlemesi, tedavi süreçlerinin gelişmesi IVF başarı oranlarını belirgin ölçüde artırmaktadır. Fakat çiftlere de bu süreçte önemli görevler düştüğü gerçeğinin göz ardı edilmemesi gerekir. IVF tedavisi başlamadan aylar önce sperm ve yumurta kalitesine zarar veren alışkanlıkların terk edilmesi oldukça önemli. 

Sigara ve alkol kullanımı, fazla kilo, stresin yönetilememesi, sağlıksız beslenme, hareketsizlik gibi alışkanlıkların tüp bebek tedavisi başarı oranı üzerinde negatif bir etki yaratabileceği biliniyor. Bu nedenle bebek sahibi olmak için yardımcı üreme tedavilerine başvurmaya karar veren çiftlerin daha sağlıklı bir yaşam sürmek için adım atmaları gerekiyor. 

İnfertilite tanısı sonrası stres oluşumu son derece yaygın ve infertilitenin strese yol açtığını gösteren birçok bilimsel çalışma mevcut. Tartışmalı olan ve henüz kesinleşmese de genel anlamda kabul edilen gerçek ise stresin infertilite nedenlerinden olabileceği. Son yıllarda gerçekleştirilen bazı çalışmalar tükürüklerinde strese işaret eden alfa-amilaz enzim seviyesi yüksek olan kadınların, tükürüklerinde bu enzim seviyesinin az olduğu kadınlara oranla gebe kalmalarının %29 daha uzun sürdüğünü gösterdi. Stres hormonu olarak bilinen kortizolün beyin ve yumurtalıklar arasındaki sinyalleşmeyi etkilediği bilgisine de sahibiz.4 Dolayısıyla stres yönetiminde başarı, tüp bebek tedavisi sürecinde de önemini koruyor. Döneme özgü yaşanan stres ve kaygıların giderilmesi için çiftlerin psikolojik destek alması konforlu bir deneyim yaşanmasını sağlayabilir.

1  https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25436898/
https://emedicine.medscape.com/article/273415-overview
https://www.ucsfhealth.org/education/faq-intracytoplasmic-sperm-injection
4  https://www.webmd.com/baby/features/infertility-stress

 

TÜM SORULARINIZ VE DESTEK İÇİN

Lorem Ipsum kullanmanın amacı, sürekli ‘buraya metin gelecek, buraya metin gelecek’ yazmaya kıyasla daha dengeli bir harf dağılımı sağlayarak okunurluğu artırmasıdır.

Telefon 0850 474 1544
E-posta info@drfundagode.com.tr
Randevu Talep Formu